“Nicelık vs nitelık” üzerine

Jeff Atwood 2008 yılında Quantity Always Trumps Quality yazmış, ben yeni gördüm, bu da bizim ayıbımız olsun.

Yazıda alıntı yaptığı kısmı şu şekilde özetleyebilirim;

Bir seramik öğretmeni okulun ilk gününde sınıfı iki gruba ayırdığını duyurur. Sınıfın sol tarafındakilerin tümü, yalnızca ürettikleri işin miktarına göre derecelendirileceğini, sağdakilerin ise yalnızca kalitesine göre derecelendirileceğini söyler. Yaptığı prosedür basit; günün sonunda, tartıyı getirerek sol taraftaki gruptan 50 kiloluk “A” kalitede ve 40 kiloluk “B” vb. devam eden kalitede ürün çıkartılması beklenirken, sağ taraftaki gruptan sadece 1 kiloluk “kaliteli” ürün ürün çıkartılması beklenmiş.

Değerlendirme zamanı gelir ve ilginç bir sonuç ortaya çıkar; en yüksek kalitede eserlerin tümü, miktar açısından derecelendirilen grup (sol taraftaki) tarafından üretilir. Görünüşe göre, “nicelik” grubu yığınlar halinde iş yapmakla ve hatalarından ders alırken, “nitelik” grubu “mükemmellik” hakkında teoriler üretmekle meşguldü.

Yani, yaptığınız ve üzerinde uzun süre düşündüğünüz tasarım ve teorilere istinaden, bu harcanan zamanın bir şeyleri “geliştirmek,” üzerine daha iyi harcanabileceğidir. Buradaki temel düşünce, erken şekilde başarısızlık için harcadığınız zaman, “doğru şekilde yapmaya çalıştığınız” her şeyi öğrenmek için harcadığınız zamandır. Bu, “yanlış” şeyi geliştirmek için zaman harcayarak elde edemeyeceğiniz bir fayda. Bu orijinal ya da yeni bir fikir değil tabi ki. İşin güzel tarafı, Jeff Atwood burada çömlek yapmaktan yazılım geliştirmeye, veya blog yazısı yazmak için gerekli disiplinler için nasıl geçerli olduğunu açıklamış.

Bu tavsiyeyi değerli kılan, bize hata yapmaktan “korkmamayı” öğretmesi. Sadece bu değil, hatalarımızı “kabul etmeyi” de öğrenebiliriz çünkü sonuçta bu şekilde gerçekten “öğreniriz”. Eğer bir şey durgunlaşmışsa, – bu bir yazılım geliştirmesi de olabilir, kişisel bir ilişki de- bu durgunluktan çıkmak için rastgele bir şey yapmanın hiç bir şey yapmamaktan daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Bunu yaparsanız, sonuçları analiz edebilir ve neyi “düzeltmemiz” gerektiğini anlayabiliriz.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.